Her şey bundan beş yıl önce başladı.
2011 yılı başında benim için hayata dair pek çok soru ve cevabın değiştiği bir kırılma yaşadım.
Meme kanseri olduğumu öğrendim.
Böyle bir haber, pek çok insan için hayatın kötüye gittiği bir dönemin miladıdır.
Bendeki sarsıntısı bir gün sürdü.
Bu musibeti, hayatımdaki fazlalıkları atmak için vesile yaptım.
İç dünyamda bir çatlak oluşmuştu.
Kendimi, bazen yaşantımızın karanlık yerlerini aydınlatmak üzere ışığın girmesi için bu tür çatlaklara ihtiyaç olduğuna ikna ettim.
Ailem ve dostlarım, çevremde bir iyilik çemberi oluşturdu.
Dostların yaptığı sürprizlerin, hayata meydan okunan kemo partilerinin
katlanılır kıldığı bir tedavi süreci yaşadım ve iyileştim.
O günden sonra yakınımdakiler başta olmak üzere, insanların hayatına iyilik
dokunuşları yapmanın değeri daha da arttı benim için.
İş dünyasında ya da özel yaşamda, fark etmez, değiştirebildiğim,
iyileştirebildiğim hayatların, hayatımın anlamını artırdığını gördüm.
Hayalimde hep çocuklara dokunan bir sosyal sorumluluk projesi vardı.
Tedavim sırasında oğlum Ege’nin hepimizden daha heyecanlı, daha sorumlu tavrı, aslında annelere verilen desteğin doğrudan çocukların yaşam kalitesini etkilediği gerçeğini gösterdi bana.
Her sekiz kadından biri risk altındayken özellikle yoksul bölgelerde meme kanseri taramasının yok denecek kadar az yapıldığını öğrendim.
Ve bu hizmeti kadınlarımızın ayağına götürecek gezici mamografi araçlarının da çok sınırlı olduğu bilgisini edindim.
Annem Kanseri Yendi Projesi’nin fikri, bu ruh haliyle ortaya çıktı.
Gezici bir mamografi aracı dizayn ettirip kadınlarımızın kanser taraması için kullanma ideali büyük destek buldu.
Değerli Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun özel ilgisiyle TOBB bu projeye ortak oldu.
Gezici mamografi aracımızı 2012 yılının Ağustos ayında, İzmir Fuarı’nın açılış gününde çok samimi ve değerli bir dost grubumuzun şahitliğinde protokol imzalayarak Sağlık Bakanlığımızın hizmetine verdik.
Üzerinde “Annem Kanseri Yendi” logosu olan aracımız dört yıldır Anadolu’yu dolaşarak binlerce kadınımıza kanser testi taraması yaptı; teşhis konulanların tedavisi sağlandı.
Ben, başıma gelen bir musibet böylesine hayırlı bir işe vesile olduğu için kendimi çok şanslı sayıyorum.
Hepimizin yaşam macerası bir gün sona erecek, kesin gerçek bu.
Sanırım önemli olan, hayatı en az “keşke” ile tamamlayabilmek.
Sonuçta Yunan filozof Plutarkhos’un dediği gibi, “İnsan ömrünün ölçüsü, uzunluğu değil, nasıl yaşandığıdır”.
Sağlıklı olun, sevgiyle yaşayın.